bir süre
| |||||
bir süre Kısa bir müddet, bir müddet: "Önce ayakta durup bir süre bakıştılar, sonra kız ona gülümsedi."- A. Kabaklı. Belirsiz bir müddet, bir müddet: "Doktorlar, bir süre ağır kaldırma, demişlerdi."- A. Ümit. İlgili Kelimeleralıkoymakarkadaşlık etmek bir müddet derece duraklamak geçirmek gen gıcık tutmak kalıcı kesintiye uğramak özel sayı sıla sılaya gitmek su yüzüne çıkmak ters yüz etmek | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |